FİTOTERAPİ
İçindekiler
Çiçeği burnunda bir Fitoterapist olarak, çoğu kimsenin aklındaki: Fitoterapi nedir? Nasıl uygulanır? Kimlere uygulanır? Kimler uygular? Modern tıp ve kimyasal ilaçlar varken ne gerek var? Şeklindeki sorulara ışık tutmayı amaçladım…
Fitoterapi nedir?
Bilimsel olarak tıbbi ve iyileştirici etkileri ispatlanmış olan, kimyasal yapısı ve içeriği belirlenen, hangi yöntem ile uygulandığında etkili olduğu tespit edilen olan bitkiler ile sağlanan bir tedavi ne “Fitoterapi” denilmektedir.
Modern tıbbı yok saymayan FİTOTERAPİ, modern tıbba ‘‘ALTERNATİF‘ değildir… Modern tıbbı tamamlar veya destekler, bazen de tek başına tedavi edici olarak kullanılabilir…
Fitoterapinin modern tıp ile birlikte bütünleyici olarak kullanımını Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kabul etmiştir. Son yıllarda özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda başta olmak üzere Batı tıbbında da giderek artmakta olan bir kullanım alanına sahiptir…
Geleneksel olarak, hastalık ve semptom başlayınca bir tedavi uygulayan geleneksel tıp yerine günümüzde gelinen son nokta; koruyucu hekimliktir. Koruyucu hekimlikte, hastalıklar henüz başlamadan engellenir ve yeni başlayan kronik hastalıklar yavaşlatılır, ilerleyici hastalıklar erken fazda tutulmaya çalışılır. Fitoterapi bu hedefe ulaşmakta çok etkilidir.
Fitoterapi nasıl uygulanır?
Her bitkinin farklı amaçlarla kaynatılıp içilmesi kesinlikle Fitoterapi değildir! Ya da şifalı olduğu düşünülen farklı sayıdaki bitkileri bir şekilde karıştırıp macun vesaire yapıp içmek hiç değildir!
Her nane, tıbbi nane olmadığı gibi; her papatya da, tıbbi papatya değildir. Bitkilerin meyve, çiçek, yaprak, dal, gövde ve kökleri farklı şekillerde ve farklı amaçlarla kullanılabilir. Örneğin; bir Tribulus Terrestris’in (çoban çökerten otu) çiçeği, yaprağı ve gövdesinde tıbbi kullanıma uygun (libido arttırıcı, cinsel performans yükseltici ve kronik enerji düşüklüğü giderici etkili) maddeler mevcutken, kökünde toksinler bulunur. Onlarca çeşit papatya türü varken ve hemen hepsi aynı görünmekte iken, bazıları tıbbi bitki özelliğindedir, bazıları ise toksik özelliklidir (böcek öldürücü). Eğer ehil uzmanlarca hazırlanmazsa, sonuçta şifalı sayılabilecek bir bitki tamamen zehir etkisi gösterebilir.
Bu yüzden Fitofarmasötikler oluşturulmuştur. İşin uzmanı tarafından elde edilen ve amaçlanan etken maddeler; tablet, şurup veya krem formlarda üretilerek kullanılabilir.
Tıbbi bitkilerin bir kısmı demleme yöntemi ile kullanılabilir ve bazı bitkilerin içerdiği uçucu yağlar da Aromaterapide kullanım alanı bulur.
Fitoterapi güvenli midir?
Bir bitkiden ‘Bitkisel İlaç’ elde etmek için harcanacak çab, çoğunlukla saf kimyasal madde içeren ilaç oluşturmaktan daha fazladır. Bitkisel ilaç üretmek için bitkinin büyütüldüğü tüm şartların sürekli optimal koşullar altında tutulması gerekir. Toprak mineral ve su oranları, hava ve ısı şartları, ultraviyole dozu vs gibi tüm etkenler her hasatta aynı tutulmalıdır ki, bu gerçekten zordur ve teknoloji gerektirir. Ancak bu şekilde üretilen bitkilerin içerdiği drog’lar için doz ayarlaması söz konusudur. Fitofarmasötikler tablet, kapsül formlarında, gerekli kalite standartlarında üretilmiş ise son derece güvenlidirler. Böylece, yan etkileri çok düşüktür ve istenilen sonuca kolay ulaşılabilmektedir.
Örneğin, prostat sağlığını korumak, kollajen yıkımını azaltmak, antikanserojen etkisinden yararlanmak veya pürüzsüz bir cilde sahip olmak için domatesin içerdiği ‘likopen’ maddesini, tedavi dozunda alabilmek için, doğal ve sağlıklı (zararsız tarım ilaçları ve optimum şartlar sağlanarak üretilmiş) domatesten günlük birkaç kilogram yemek gerekirken, bu ihtiyaç uluslararası standartları sağlayan bir üretici tarafından üretilmiş tek bir kapsül ile karşılanabilmektedir.
Bitkisel tedaviye nasıl ulaşılır?
Bitkisel ilaçlara da, diğer kullandığımız ilaçlar gibi endikasyonu, hastanın şikâyeti ile diğer hastalıkları ve almakta olduğu diğer tedavileri göz önüne alınıp, detaylı incelendikten sonra başlanmalıdır. Ayrıca tedavinin işin uzmanı bir fitoterapist tarafından gerekir. Hastanın hekimi ile ortak bilgi paylaşımı önemlidir ve eczacı-eczane desteği ile yürütülmesi fitoterapinin başarısını arttırır.
Örneğin, zerdeçal’ın kanserojen önleyici özelliği bilinmekle birlikte, kesinlikle kemoterapi ve radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yerini tutamaz ve onkolojik tedavi devam ediyorken önerilmez. Ancak onkolojik tedavi tamamlandıktan en az 2 ay sonra ve hastanın onkoloğu ile birlikte konsülte edilerek kullanımı önerilmektedir.
Vücuda alınan her maddenin iyi, kötü veya nötr de olsa mutlaka bir kimyasal süreci vardır. Bu sebeple tek başına bazı bitkilerin mevcut etkilerinin bilinmesi, bu bitkiyi yemek, kaynatıp içmek, koklamak vesaire gibi öneriler metabolizmayı bütün olarak değerlendirdiğimizde yeterli olamayabilir. Örneğin, Harpagozid (Şeytan Pençesinden elde edilir) çok kuvvetli bir iltihap gidericidir, ancak bu madde enterik kaplı bir tablet şeklinde mide asidinden korunarak barsağa gönderilmediği takdirde hiçbir anlam ifade etmez.
Uzun lafın kısası, bitkilerde var olan faydaları modern tıbba destek olarak kullanmak akıllıcadır ve bitkilerin gücüyle daha yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Ancak burada üzerinde durulması gereken en önemli husus, fitoterapinin mutlaka bilimin ışığında, uygun laboratuvarlar kullanılarak ve uzmanı tarafından uygulanması gerektiği gerçeğidir.
Herkese sağlıklı günler dilerim…
Uzm. Dr. Özgür İNCE
Göğüs Hastalıkları Uzmanı